FAIL (the browser should render some flash content, not this).
 





Hoca Mehmed Rasim (Eğrikapılı) [1099-1169 / 1687-1755]

İstanbul'da doğan Mehmed Rasim Efendi, Eğrikapı'da Molla Aşkî Camii imamı Yusuf Efendi'nin oğludur. Hem hattat hem şairdi. Zamanında, Eğrikapılı Çelebi Efendi,Çelebi Efendi ve Rasim Efendi diye anılan hattat şaire, Ebürreşid künyesi ile birlikte Hoca Mehmed Rasim denildiği de olurdu.

İlk yazı derslerini hattat olan babasından almış sonra saray hocası olan Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi'den de ders görerek 18 yaşında 1118/1705 tarihinde aklam-ı sitte'den icazetname almıştır. 1126/1714'te Damat (Şehit) Ali Paşa tarafından Enderûn Mektebi haline getirilen Galata Sarayı'na meşk hocası olarak tayin edildi. Daha sonra da Yeni Saray hat hocalığına getirildi; çok öğrenci yetiştirdi. Yazıları güzel ise de ayniyetten uzaktır ve kendisine has bir yolu vardır. III. Ahmed ve I. Mahmud devirlerinde şöhret sahibi olan Mehmed Rasim Efendi, vezirlerin ve paşaların takdirine mazhar olmasına rağmen fakîrâne bir hayat yaşamıştır. Bir defasında evi yanmış, yeniden yaptırdığı evi yüzünden de zaruret içinde kalmıştı.

Hoca Mehmed Rasim, Yedikule'nin en seçkin öğrencilerinden biridir. Denildiğine göre, taklit sanatında da pek ustaydı. Tuhfe-i Hattâtin, şöyle bir hikaye nakleder:

Birgün biraderi Süleyman Naci ile Mustakîmzâde (Tuhfe-i Hattâtin sahibi) onun Şeyh Hamdullah'ı takliden yazdığı bir yazısının kağıdını eskiterek bedestene götürmüşler ve mütehassıslar Şeyh Hamdullah'ın eseri diye ona üçbin kuruş fiyat takdir etmişler. O sırada devrin usta bir hattatı olan Bartınlı Rıdvan, yazıya göz gezdirince “gayet a'lâ Şeyh hattıdır, derim. Eğer Rasim Efendi taklit edip ve bir üstad elinden çıkmadıysa.” der. Mehmed Rasim durumdan haberdar olunca üzülür ve Mustakîmzâde'yi azarlar.

Rasim Efendi altmış Kur'an, bin kadar En'am, delail, evrâd, murakkâ ve kıt'a'lar yazmıştır. Galata'da Azap Kapısı'nda Valide Sultan'ın yaptırdığı sebil, çeşmeler ve okulun tarihleri, Beşiktaş Sarayı karşısındaki çeşmelerle Eyüp'te türbe civarında Hekimbaşı Mustafa Efendi'nin mezartaşı kitabeleri onundur. Ayrıca Nur-i Osmanî Camii'nin kitabelerinden birinin kendi tarafından yazıldığını bu caminin binasına söylediği otuz beş beyitlik tarihinden anlıyoruz.

Dahı bir âyet-i Kur'an'ı da ol hayru'l-ebvâba / Yazup hâdim yazuldum dergehinde dâr-ı ulyânun

Katipzâde Mehmed Refi'den de nesta'lîk yazı öğrenen hattat aynı zamanda şairdi. Galata Sarayı'na memur oluncaya kadar imzasını “Mehmed min telamiz-i Esseyyid Abdullah” yahut “İmamzâde” diye atarken sonraları “Mehmed Râsim” veya “Mehmed Râsim İmamzâde” diye atmaya başlamıştır.

 
 

HatveSanat©  Gizlilik Beyanı Kullanım Şartları
Ana Sayfa   |   HatveSanat   |  Sponsorluk   |   Reklam   |   İletişim