FAIL (the browser should render some flash content, not this).
 





Mehmed Abdülaziz (Aktuğ) Efendi [1288-1353 / 1871-1934]

Trabzon'un Maçka kazasında doğdu. Babası Rize eşrafından Molla Mehmed Abdülhamid Efendi, annesi Esmâ Hanım'dır. Ailesi 93 harbi sırasında İstanbul'a göç etti. Babası önce Akpınar, daha sonra Kağıthane Köyü Camii'nde imamlık yaptı.
Aziz Efendi ilk tahsilini Eyüp'te Şah Sultan İptidai Mektebi'nde tamamladı. Sıbyan mektebi sıralarında güzel yazıya olan merak ve kabiliyeti dolayısı ile Filibe'li Arif Efendi'den sülüs ve nesih yazılarını öğrenmeye başladı. Yazıdaki başarısı ile kısa zamanda hocasının sevgi ve takdirini kazandı. Yazı tahsilini tamamlayıncaya kadar Nuruosmaniye'deki hat mektebine devam etti. 1314/1896'da hocası Arif Efendi ile Reisülhattatin Muhsinzade Abdullah Hamdi Bey'den sülüs ve nesih yazılarında icazet aldı; daha önce Karinâbâdlı Hasan Hüsnü Efendi'den nesta'lik yazısını meşkederek 1312/1894'te ondan da icazet almıştı. Zamanın celî üstadı Sami Efendi'nin Horhor'daki evinde yapılan san'at sohbetlerine devam ederek celî-sülüs, celî nesta'lik yazılarının inceliklerini öğrendi. Kabiliyetinin yanında disiplinli bir hat öğrenimi de gören Aziz Efendi, Şevki Efendi yoluyla yazıya kendine has bir şive katarak san'at sahasında şahsiyetini ortaya koydu. Emsalleri arasında "serîü'l-kalem" namıyla şöhret buldu. Dîvânî, reyhâni, muhakkak, tevkî, nesta'lik, rik’a yazılarının bütün inceliklerini bilir ve yazardı. Revnakoğlu: "Aziz Efendi rik'a yazar gibi sür'atle sülüs, nesih ve nesta'lik yazardı. İstanbul'da yazısı en çok görülen bir zattı" diyor. Bilhassa celî-sülüs yazılarının istif ve terkibinde son derece mahir olup, çok güzel tuğra resmederdi. Eserlerine önceleri Abdülaziz Eyyubi ve Aziz, daha sonra ise Şeyh Mehmed Abdülaziz er-Rifâî şeklinde imza koydu.
Ayrıca Özbekler Tekkesi Şeyhi Edhem Efendi'den ebru san' atını öğrendi. Medresetü'l-kudât'ta ve Mahmudiye Rüşdiyesi'nde yazı hocalığı yaptı, meşîhat dairesi memurlarına da nesta'lik dersi verdi.

Aziz Efendi, 1922 yılında Mısır hükümetinin isteği, Mısır ve İstanbul İngiliz işgal kuvvetleri yüksek komiserliğinin aracılığı ile resmen Mısır'a davet edildi. Görevli bulunduğu Meşîhat dairesinin 14 Muharrem 1341 (6 Eylül 1922) tarih ve 107 sayılı yazısı ile beş ay izinle Kahire'ye gitti. "Melik Fuad nüshası" olarak bilinen Mushaf-ı Şerîf'i burada Ezher ulemasının kontrolüyle resm-i Osmanî üzere altı ayda yazdı. Bunun tezhibi de kendisinden istenince izni beş ay daha uzatıldı. Aziz Efendi'nin İslam yazılarındaki üstünlüğünü ve kudretini gören Melik 1. Fuad, ülkesinde yok olmaya yüz tutmuş olan hat san' atını canlandırmak için ondan Kahire de bir hat mektebi açmasını istedi. Aziz Efendi melikin bu teklifini kabul etti ve ailesini de yanına alarak Kahire'ye yerleşti. 


Kahire'nin eskiden beri İslâm dünyasının önemli kültür merkezlerinden biri olması sebebiyle buraya çeşitli İslâm ülkelerinden ilim ve san'at öğrenmek üzere binlerce genç bu hat medreselerinden de istifade ederek memleketlerine dönmüşler, kendi ülkelerinde klasik Türk hat üslûbunun yayılmasını sağlamışlardır. Bunda Aziz Efendi'nin Kahire'deki on bir yıllık hocalığının önemli bir rolü olduğu aşikardır. Aziz Efendi san'at çalışmalarından artakalan vaktini mevlevîhanede irşad halkasına girenleri manen yetiştirmekle geçirmiştir.
Aziz Efendi, Kahire'nin havası sağlığına iyi gelmediği için Nisan 1933'te Mısır hükümetinden emekliliğini isteyerek İstanbul' a döndü. 16 Ağustos 1934' te vefat etti ve Edirnekapı Mezarlığı'na defnedildi.


Hayatı boyunca büyük bir gayretle çalışmış olan Aziz Efendi, Kahire ve İstanbul' da pek çok talebe yetiştirmiştir. İstanbul' da icazet verdiği talebeleri içinde de Mahmut Bedreddin Yazır ve Ömer Vasfi, Türk hat san' atında önemli yeri olan kişilerdir. Aziz Efendi hat sahasında güzel eserler bırakmıştır. Bunlar arasında on iki Mushaf-ı Şerif onun en önemli eserlerindendir. O tarihte bu mushaflardan biri Afganistan emirinde, biri de Hıdiv Abbas Hilmi Paşa'nın validesinde idi. Melik 1. Fuad için yazdığı Kur'an-ı Kerim, 1952 ihtilalinden sonra, Kahire İslam Eserleri Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. İki Mushaf-ı Şerif İstanbul' da damadı Ekrem Hakkı Ayverdi'nin kurduğu Kubbealtı Kültür ve San'at Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi Hat Koleksiyonu’nda bulunmakta, diğerlerinin ise nerede olduğu bilinmemektedir. Hutût-ı mütenevvia ile yazdığı yedi büyük hilye de hat san'atındaki kudretini gösteren önemli eserleridir. Bu hilyelerden biri yine aynı vakfın hat koleksiyonunda, biri İstanbul'da Ümm-i Kenan Dergahı'nda, biri de Emin Barın hat koleksiyonunda bulunmaktadır. Hayatının en olgun dönemine rastlayan Kahire'deki hocalığının bugün Arap aleminde hat san'atının klasik yazı formlarının bozulmadan günümüze ulaşmasında ve ilerlemesinde önemli ölçüde rol oynadığı kabul edilmektedir. Yirmiyi aşkın sülüs-nesih ve nesta'lik meşk albümü ile nesta'lik hatla yazdığı Kasîdetü'l-bürde ve sülüs-nesih el-Kasîdetü'n-nûniyye Kahire'de yayımlanmıştır (1343/1924). Ayrıca Bursa Ulu Camii'nde iki, İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde 116 parça levhası ile özellikle Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu'nda çeşitli yazı örnekleri ve levhaları bulunmaktadır.

 
İlgili Bağlantılar:

HatveSanat©  Gizlilik Beyanı Kullanım Şartları
Ana Sayfa   |   HatveSanat   |  Sponsorluk   |   Reklam   |   İletişim