FAIL (the browser should render some flash content, not this).
 





Sami Efendi Ekolü

Rakım Efendi mektebine dahil fakat farklı bir şive sahibi olan Sami Efendi, 16 Zilhicce 1253/ 13 Mart 1838 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Yorgancılar kethüdası Hacı Mahmud Efendi’dir. Asıl adı İsmail Hakkı’dır.

Sıbyan Mektebi’nde Boşnak Osman Efendi’den sülüs-nesih meşk etti. Daha sonraları celi sülüs yazıyı Rakım’ın talebesi Mahmud Şakir Recai Efendi ( 1804-1874)’den aldı. Talik yazıyı önce Kıbrısizade İsmail Hakkı Bey (1802-1870)’den meşk etti. Divani yazıyı Ebubekir Nasıh Efendi (1813-1885), rik’a yazıyı Ebubekir Mümtaz Efendi (1810-1871)’den meşk etti.

Sami Efendi asıl maharetini celi sülüs ve celi talik yazıda ortaya koymuştur. Yazıları daha çok zerendud ile hazırlanmıştır. Mürekkeple yazılmış yazısı yok denecek kadar azdır. Kendisi yazılarını genellikle siyah kağıda Zırnık mürekkebi ile hazırlamış ve çok iyi tashih etmiştir. Bu kalıplardan müzehhibler levhaları hazırlamış yahut taşa hakkedilmiştir.

Sami Efendi’nin müze ve koleksiyonlardaki yazılarından başka Kapalıçarşı Nuruosmaniye ve Fesçiler kapısı üstü celi talikleri mükemmeldir. Bayezid kapısı üzerinde de II. Abdülhamid adına tertiplediği tuğra bulunmaktadır. Nallı Mescid, Şehzadebaşı, Atikali Paşa camileri celi sülüs yazıları yanında Yenicami Sebili celi sülüs kitabesi çok meşhurdur. Sami Efendi’nin Yeni Cami sebili kitabesi celi sülüs yazıları, celi sülüs öğrenmek isteyenlere adeta hoca olmuştur. Sami Efendi bu kitabede celi sülüs’ün bütün nüktelerini göstermiştir.

Sami Efendi (1838-1912) XX. asrın başlarında h. 1310/1893’ten sonra bir atılım yaparak, celi sülüs’te eksik kalan kısımları tamamlamıştır. Celi sülüs’ün en önemli unsurları Sami Efendi’de kemal bulmuştur. Celi sülüs’teki işaretler (tirfil, mim, mimli tirfil, huruf-u mühmele ve harekeler) yanında rakamlar da Sami Efendi’de kemal noktasına varmıştır. Tezyinat işaretlerinin düz kısımları Sami Efendi’de daha değirmi bir hal alarak kıvraklık ve canlılık kazanmıştır. Mesela, tirfilin sol kısmı, şeddenin sol kolu Rakım’a göre Sami Efendi’de daha yumuşak ve değirmi bir hal almıştır. Harekelerde ötrenin baş kısmında başlangıç noktası Sami Efendi’de bir es çizerek başlamış, Rakım Efendi’de ise bu kısım düz bir şekil almıştır. Dolayısıyla Sami Efendi’nin bu yumuşak hareketi ötreye bir canlılık ve yumuşaklık kazandırmıştır. Sami Efendi’de ötre kuyruğunun alt kısmı, Rakım’a göre biraz daha belsi bir haldedir. Diğer harekelerde iki üstat arasında bir fark yoktur. Rakım harflerine göre Sami Efendi harflerinde canlılık mevcuttur. Sami Efendi’de harf zülfeleri yarım nokta daha fazladır; Rakım’da bir buçuk nokta olan elif zülfesi Sami Efendi’de iki noktadır. Elif harfi Sami Efendi’de dibe doğru, son üç noktada hafif bir kıvrım yaparak, Rakım’a göre daha bir hareketlilik kazanmıştır. Esasen bu durum dik harflerin tamamında mevcuttur. Rı, vav gibi kuyruklu harflerin satıra meyli Rakım’da bir buçuk nokta iken, Sami Efendi’de bu meyli daha fazla ve iki nokta kadardır. Sin dişlerinde mevcut kıvraklık ve canlılık Sami Efendi’de daha belirgin bir hal almıştır. Rakım’da nun harfinin çanağı sol tarafta baş kısma bir buçuk nokta kala bitmişken, Sami Efendi’de sol kısmının bitiş noktası, nun başlangıcı ile neredeyse aynı seviyededir.

Sami Efendi yaızda neredeyse tezyinat unsurlarını bol miktarda kullanmıştır. Bu durum onun celi divani ile fazlaca meşgul olmasından kaynaklanmıştır. Rakım Efendi’nin istiflerinde harfler, kendi yapıları ile ön plandadır, bazı istiflerinde tezyinat unsurları yok denecek kadar azdır. Bunun sebebi daha önceki devirlerde de harekenin dahi çok kısıtlı kullanılmış olmasıdır. Hareke ve tezyinat işaretleri celi sülüs’e Rakım’la girmeye başlamştır. Çok titiz bir sanatkar olan Sami Efendi, yazısının tashihi ile fazlaca uğraşır, elinden altı ayda yazı çıktığı olurmuş. Rakım’ın tamamlayıcısı olarak kabullenilen Sami Efendi, celi sülüs ve tuğrada Rakım mektebine dahil olmakla birlikte farklı bir şiveye sahiptir.

Hayatının sonlarını felçli olarak geçiren Sami Efendi 16 Recep 1330/ 1 Temmuz 1912 tarihinde vefat etmiştir. Kabri, Fatih Camii haziresinde olup, mezar taşı kitabesi talebesi Kamil Akdik tarafından celi sülüs ile yazılmıştır.

Hüseyin Haşim Bey’in Sami Efendi hakkında yazdığı kitabesinin bir beyti şöyledir:

Rakım da eğer görse celi hattını derdi / Sami-i sena paye bu vadide yemandır

Üstad merhum Necmeddin Okyay, hocası da olan Sami Efendi’nin vefatına düşürdüğü tarihte, onun vefatı ile Rakım yolunun üstadsız kaldığına işaret eder. Tarih şöyledir:

Serfürü eyler cihan, tarih-i Necmeddin için, Göçtü Sami, kaldı Rakım mesleki üstadsız.

Sami Efendi’den sonra talebeleri, Nazif Bey, Tuğrakeş İsmail Hakkı Bey, Aziz Efendi, Ömer Vasfi Efendi ve Neyzen Emin Yazıcı celi sülüs’te Rakım yolunda, Sami Efendi şivesinde yazmışlardır. Son devrin önemli hattatlarından Halim Özyazıcı ve Hamid Aytaç da aynı vadide eser vermişlerdir. Son iki üstad doğrudan olmasa da, Sami Efendi’nin eserlerinden istifade ile celi yazıda maharet sahibi olmuşlardır.

 
İlgili Bağlantılar:

HatveSanat©  Gizlilik Beyanı Kullanım Şartları
Ana Sayfa   |   HatveSanat   |  Sponsorluk   |   Reklam   |   İletişim